-
1 bitip tükenmez
несконча́емый, бесконе́чный -
2 bitip tükenmez
adj. inexhaustible -
3 bitmek
зака́нчиваться ко́нчиться* * *I - er1) конча́ться, иссяка́тьsu bitti — вода́ ко́нчилась
2) ока́нчиваться, заверша́тьсяtoplantı saat ikide bitti — собра́ние зако́нчилось в два часа́
3) обесси́леть, выбива́ться из силuykusuzluktan bitmek — е́ле держа́ться на нога́х от бессо́нницы
4) -e разг. быть без ума́ от кого-чего••IIрасти́, прораста́ть -
4 bitmek
bitmek1 <- er> enden, zu Ende gehen; aufhören; Bau usw fertig ( oder vollendet) sein; aufgebraucht sein; fam ganz weg (= berauscht) sein (von); (-den) sich nicht mehr auf den Beinen halten können (vor Müdigkeit);bitmek2 <- er> wachsen
См. также в других словарях:
bitmez tükenmez (veya bitip tükenmez) — bitmeyen, sonu gelmeyen, uçsuz bucaksız Kırk yıl bana bitmez tükenmez çok uzun bir süre gibi görünürdü. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
koycuk — is., ğu Küçük koy Deniz ve engin başkadır; bitip tükenmez koycuklarla dolu gibi görünen kıyılar başkadır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nihayetsiz — sf. Sonsuz, sonu gelmez, bitip tükenmez Kırk yaşına gelince bir yorgunluk hisseder, nihayetsiz ve sebepsiz bir can sıkıntısı duyarsınız. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük